Kemençe rebap, keman türü yaylı çalgılarla akraba olduğu
sanılan, bir yay yardımı ile çalınan üç telli geleneksel halk çalgısının
adıdır. Kemençenin klasik kemençe ile karşılaştırılmasını önlemek amacıyla
Karadeniz Kemençesi olarak da adlandırılmaktadır.
Kemençe Tarihçesi
Orta Çağ ve Erken Rönesans dönemi boyunca yoğun olarak
kullanılmıştır. Çok sayıda farklı teoriye karşın Karadeniz Kemençesinin Rumlar
tarafından Kapadokya kemanesi olarak da adlandırılan Kabak kemaneden form
olarak ne zaman farklılaştığı kesin olarak bilinmemektedir. Araştırmalara göre
Karadeniz kemençesinin Kıpçak Türklerine ait olduğu söylenmektedir.
Kemençenin Coğrafi Dağılımı
Karadeniz kemençesi temel müzik aleti olduğu özellikle Ordu,
Gümüşhane, Trabzon, Rize, Artvin, Samsun, Bayburt, Sivasın iç Karadeniz
bölgesinde kalan Suşehri, Akıncılar çevresinde ve Cumhuriyet döneminde
Karadenizlilerin topluca göç ettiği Adapazarı, İzmit Yalova Orhangazi
köylerinde ve büyük şehirlerde, Türkiye-Yunanistan nüfus mübadelesiyle
Yunanistan'a giden Rumlar tarafından başta Selanik olmak üzere Kuzey
Yunanistan’da yer alan göçmen köylerinde kullanılmaktadır.
Bu nedenle kemençe artık evrensel bir çalgı aleti olmak
yolunda emin adımlarla ilerlemiştir. İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde de
ilgi görmektedir.
Kemençe Yapımı ve Akort Edilmesi
Kemençenin gövdesi dut, karadut, akçaağaç ardıç, ladin ya da
erik ağacından tamamen elde oyularak tip ve özelliklerine göre 3-15 gün
içerisinde yapılmaktadır. kemençe yapımcılığı genellikle babadan oğla geçmekte
ve yapımcılar hiçbir resmi eğitim kurumunun formasyonundan geçmemektedir.
Kemençe yapımı Kelkit Vadisinin Suşehri, Şebinkarahisar
bölgesinde özellikle Alevi kökenli bölgelerde gelenek olarak devam ettirilirken
bugün sadece icracıları kalmıştır. Bu bölgede kemençe genellikle dut ve erik
ağacından yapılmıştır.
Ön kapak gürgen, yay ise aygır kılından yapılır. 19. Yüzyıla
kadar bağırsak olan teller yerini metal olanlara bırakmış, teller inceden
kalına doğru zil, sağır ve bam olarak adlandırılmaktadır.
Karadeniz kemençesi genellikle beş yarım sesten oluşan aralıklarla akort edilmekte ve nadiren de olsa tulum ezgileri çalınmak istendiğinde kullanılmaktadır. Mübadeleye kadar Rumlar tarafından Trabzon da yoğun olarak kullanılan tulum 1970'lere kadar Trabzon'un Holo ve Maçka bölgelerinde de Müslümanlar tarafından kullanılmıştır. Geçmişte yaygın olarak yapılan küçükbaş hayvancılığın terk edilmesi tulum ve şimşir kavalın yerini kemençeye bırakması sonucu getirmiş olmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder