Barok müzikte ezgiyi zenginleştirmek, armoniye yönelmek ve
opera gibi yeni bir türün imkanlarından yararlanılmıştır. İtalya 17. Yüzyılda
Avrupa’nın müzik hayatına egemendir. Venedik bir müzik kentidir. Napoli, 18.
Yüzyılda müzik merkezi olmuş, Floransa 17. Yüzyıl başlarında parlak bir müzikal
dönemi yaşamıştır.
Bu akımın diğer bir türü ise Rokoko”dur. Rokoko, saf bir
sanat için sanat anlayışını geliştirmiş, Barok kalıplarını kurmuştur. Bu iki
sanat anlayışı arasında ise derin farklılıklar bulunmamaktadır. Bu dönemin
müziğe olan etkilerine ve stil özelliklerine gelecek olursak, zıtlık, duygu
yoğunluğu, süslemeler, gürlük ve dinamik gibi unsurların ön planda olduğu
görülmektedir.
Barok dönemde orkestra ve solonun zıtlığından konçerto stili
doğmuştur. Turn, tiril, apociyatür gibi süsleme stillerinin ilk olarak bu
dönemde kullanılmasının yanı sıra, kreşendo, dekreşendo gibi nüanslara yer
verilmemiştir.
Eserde bir bölüm kuvvetli ise sonuna kadar kuvvetli, hafif
ise sonuna kadar hafif devam etmiştir. Bu dinamiğin dışına çıkmayan stilin
ismine teras dinamiği denmiştir. Çalgı müziği bu dönemde yükselmiş ve keman ön
plana çıkmıştır.
Barok dönemde Resitatif ve Arya olarak ayrılmış iki önemli
şarkı söyleme biçimi vardır. Resitatif, konuşma temposunda söylenen bir türdür.
Arya ise etkili ezgilere sahiptir. Opera ön plandadır. Sonatlar ise Camera ve
Chiesa olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Günümüzün piyano tekniği solo sonatlarla gelişmiştir. Solo
sonatlar eşliksizdir. Bach ve Scarlatti bu tür üzerinde önemli birçok eser
vermişlerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder