29 Aralık 2019 Pazar

Kaval Nedir?

İnsanoğlunun üflemeli ilk çalgılarından olan Kaval, Orta Asya Türk uygarlıklarından itibaren bilinmektedir. Ülkemizde yüzyıllardır, "çoban sazı" veya "düdük" olarak tanınan kaval, büyük göç ile yayıldığı toplumlarda ise, farklı ad ve biçimlerde çalına gelmiştir.
Kaval içi boş anlamına gelmektedir. Kav'dan türemiştir. Çalgıya yüzyıllar önce yakıştırılan bu ad, genelde tüm nefeslilere özgü ortak bir kavramı içerir.
Kaval sözcüğü, Orta Asya Balasagun Türk kültüründe de kullanılmıştır. Ancak değişikliğin daha çok dil ve lehçelerden kaynaklandığı da bilinmektedir.
Yurdumuzda, halk ağzı ile "gaval-goval ya da guvval" olarak söylenen çalgı, sadece çobanlara özgü, ilkel bir müzik aleti olarak tanımlanmaktadır.
Sonuç olarak Kaval'ın şimdiye kadar "düdük ve çoban" sözleri ile anılışı, veya "flüt" adı ile biçimlendirilmeye çalınışı onu halk müziğinin öz  yapısından hiç bir zaman ayırmamıştır.

Kavalın Yapımı

Kavalın delikleri ilk olarak 5 mm. matkap ile delinir, sonra deliklerin sesleri kontrol edilerek büyütülmektedir.
Delik büyüdükçe tizleşen ses, küçüldükçe de pesleşir. LA,(Si b)ve si tondaki kavallar 16 mm. çapında olup istendiği taktirde ağız kısmı genişletilebilir.
Denge delikleri ile bütün delikler kapalı 7.inci delik açık olduğunda 1 tam ses elde edilir. Diğerleri sırası ile kaldırıldığında yarımşar ses elde edilir. İşte denge delikleri, 1 tam sesi sağlam elde etmekte ihtiyaç duyulduğunda kullanılır.
Delik açık olduğunda bu sesi LA kabul edersek, eğer deliği kapattığımızda ses pest kalıyorsa kavalın en sonunda 5 mm'lik delik açılır. Yine pest kalıyor ise delik büyütülür. Yine olmuyorsa, ikinci bir delik delinir. İşte bu deliklere de denge deliği denmektedir.

25 Aralık 2019 Çarşamba

Müzikte Özel Yetenek

Bir enstrüman çalmak ya da şarkı söylemek isteyen kişilerin kimi öğrenmek istedikleri alanda kısa bir sürede büyük ilerleme kaydederken kimisi de uzun yıllar yerinde saymaktadır. Bu durumun yetenek, tecrübe ve bilgi gibi çokça sebebi bulunmaktadır.
Tüm insanların parmak izi, fiziksel özellikleri, karakteri gibi kişisel yetenekleri de aynı ölçüde farklılık göstermektedir. Peki müzikte yetenek önemli bir kriter mi?
Müzikte yetenek ve müzik ile ilgilenme arasında net bir bağ kurulamaz. Yani fiziksel mental olarak müzik yeteneği bulunmayan bir bireyin müzikte yüksek başarılara imza atması mümkündür. Burada ana fark ilerleme hızı yani süreçtir.
Örnek verecek olursak, ailesinde daha önce müzik ile uğraşmış kişilerin çocukları daha önce hiç müzikle uğraşmamış ebeveynlerin çocuklarından daha hızlı bir müzikal gelişim göstermektedir.
Yeteneği olsun ya da olmasın çocukların müzikal gelişimi için yaratılan uygun ortam, yalnızca müzik alanına değil, tüm gelişim alanlarına katkı sağlamaktadır.
Bu nedenle müziksel ortamın yaratılması konusunda tereddüde düşmeksizin, her çocuğun bu imkandan faydalanması sağlanabilir. Bir de bireyin konu üzerine yeteneği varsa ilerleme kaydetmesi ve ileri yaşamı için kalıcı özellikler edinmesi kolaylaşır.
Müzikte ya da herhangi bir ilgi alanında başarı kaydetmek için yetenek tespiti elbette önemli fakat bu tek başına yeterli değildir. Bu evreden sonra istek, doğru ilgi alanı seçimi, doğru eğitmen ve düzenli çalışma gibi gereklilikler de birbirini izlemektedir.
Bu yolda tüm gereklilikleri yerine getiren kişiler uzun vadede kendini ilgilendiği müzik alanında geliştirmek ya da akademik ilerleme sağlamak isterse, ilgili bölümlerin yetenek sınavlarına hazırlanarak ilgi alanını mesleğe dönüştürebilirler.

22 Aralık 2019 Pazar

Klavsen Nedir? Nasıl Kullanılır?



Klavsen, telleri mızrapla titreştirilen klavyeli bir çalgıdır. Genel olarak iki ya da üç tel takımı bulunmaktadır. Takımlardan biri, öbürlerinden bir oktav tiz ses vermektedir. Buna 4 ayak (tiz oktav) ses alanı denir.
Ses alanı normal olan tel takımına 8 ayak (normal oktav) ses alanı , bazı çağdaş klavsenlerde buna, bir oktav pes ses veren bir 16 ayak (pes oktav) ses alanı da eklenmiştir. 8 ayak iki tel takımı, ayrı ayrı noktalarda ya da farklı malzemelerden yapılmış mızraplarla çekildikleri için farklı olmaktadır.
Klavsende sesi, tellerin yatay düzlemi altına geçmektedir yerleştirilen bir ses tablası yükseltir. Teller, titreşimlerini ses tablasına ileten bir köprünün üstünden geçmektedir. 
Mızraplama düzeneği, tuşların diğer ucundaki, alt kısımda sabit bir yatağın içinde bulunan, üst kısımda ise bir sürgünün ya da hareketli bir yatağın içinden geçen düşey tahta çıtalardan oluşur.
Sürgü belli bir çıta takımını kendi tel takımına hafifçe yaklaştırır ya da uzaklaştırır. bu ise o tel takımının kullanıp kullanılmayacağına bağlıdır.
Her çıtanın tepesinde bulunan saplama mil, kuş teleğinin sivri ve sert ucundan ya da köselerden yapılmış mızrabın, içine oturabileceği bir biçimde delinmiştir ve telden ya da kıldan bir yay aracılığı ile dik tutulmaktadır.
Çıta bezden ya da keçeden bir susturucu ile son bulur. Tuş serbest bırakılıp dda mızrap, telin altına düştüğü zaman bu bez ya da keçe teli susturur.

18 Aralık 2019 Çarşamba

Müzik Tarihinde Barok Dönem


Barok müzikte ezgiyi zenginleştirmek, armoniye yönelmek ve opera gibi yeni bir türün imkanlarından yararlanılmıştır. İtalya 17. Yüzyılda Avrupa’nın müzik hayatına egemendir. Venedik bir müzik kentidir. Napoli, 18. Yüzyılda müzik merkezi olmuş, Floransa 17. Yüzyıl başlarında parlak bir müzikal dönemi yaşamıştır.
Bu akımın diğer bir türü ise Rokoko”dur. Rokoko, saf bir sanat için sanat anlayışını geliştirmiş, Barok kalıplarını kurmuştur. Bu iki sanat anlayışı arasında ise derin farklılıklar bulunmamaktadır. Bu dönemin müziğe olan etkilerine ve stil özelliklerine gelecek olursak, zıtlık, duygu yoğunluğu, süslemeler, gürlük ve dinamik gibi unsurların ön planda olduğu görülmektedir.
Barok dönemde orkestra ve solonun zıtlığından konçerto stili doğmuştur. Turn, tiril, apociyatür gibi süsleme stillerinin ilk olarak bu dönemde kullanılmasının yanı sıra, kreşendo, dekreşendo gibi nüanslara yer verilmemiştir.
Eserde bir bölüm kuvvetli ise sonuna kadar kuvvetli, hafif ise sonuna kadar hafif devam etmiştir. Bu dinamiğin dışına çıkmayan stilin ismine teras dinamiği denmiştir. Çalgı müziği bu dönemde yükselmiş ve keman ön plana çıkmıştır.
Barok dönemde Resitatif ve Arya olarak ayrılmış iki önemli şarkı söyleme biçimi vardır. Resitatif, konuşma temposunda söylenen bir türdür. Arya ise etkili ezgilere sahiptir. Opera ön plandadır. Sonatlar ise Camera ve Chiesa olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Günümüzün piyano tekniği solo sonatlarla gelişmiştir. Solo sonatlar eşliksizdir. Bach ve Scarlatti bu tür üzerinde önemli birçok eser vermişlerdir.

15 Aralık 2019 Pazar

Davul Nedir?

Davul vurularak çalınan bir musiki aletidir. Pek çok tipleri, çeşitli büyüklükte olanları vardır. Türk halk musikisinde davul, zurna ile birlikte kullanılmaktadır. Türk asker musikisinde de davulun çeşitleri kullanılmıştır.
Türk musikisinde davul yerine daha gelişmiş bir alet olan kudüm, davulun yerini tutmaktadır. Bugün kullanılan davulların ise birçok çeşidi bulunmaktadır. Davulda kasnak denilen tahta bir çember üzerine işlenmiş kuzu derisi gerilmiştir.
Sağ eldeki tokmak, sol eldeki ince çubuk değnekle her iki taraftan gergin derilere burularak çalınan davul, diğer çalgılara tempo tutmakta kullanılır. Ekseriya zurna ile birlikte kullanılmaktadır.
Eski dönemlerde ve günümüzde ekseri yerlerde ramazan gecelerinde sahura kaldırmak için davul çalınmaktadır. Köy düğünlerinin vazgeçilmez çalgısı olarak da bilinen davulu her zaman görmek mümkündür.

Davul Çeşitleri Nelerdir?

En basit çalgılardan biri olan davul, iki temel parçadan oluşmaktadır. Bunlardan biri boru ya da silindiri andıran kasnaktır. Kasnak genellikle tahta ya da metal olmaktadır. ikincisi kasnak gövdenin bir ya da iki yüzeyine gerilerek geçirilen ince dana derisi veya benzeri esnek bir malzemedir.
Gerilen bu malzemeye “davul derisi” denmektedir. Davul derisine elle ya da sopayla vurularak çalınır. Bu sopaya davul tokmağı denmektedir. Eskiden basit şekilde yapılan ve sadece ritim tutmak için çalınan davulun artık belirli nota ya da tonlarda ses çıkarabilen çeşitleri de bulunmaktadır.
Modern orkestralarda kullanılan tibal ya da timpani bu türdendir. Bu çalgılar akort edilerek yüksek ya da yumuşak tonlarda çalınabilmektedir.

Timballer

Bakır ya da pirinçten yapılma yarı küre biçiminde davullardır. Davul derisi olarak kurutulmuş dana derisi veya plastik kullanılmaktadır. Çalgı derisi kelebek vidalarla veya pedallarla gerilip gevşetilerek akort edilmektedir. Bir orkestrada değişik boyutlarda iki, üç ya da daha çok timbal kullanılmaktadır.

Bongo

Akort edilebilen bir davul çeşididir, ancak ses değişimleri daha az belirgindir. Bongolar, küçük kovaya benzemekte ve dans orkestralarında çalınmaktadır. Genellikle çift kullanılan bongo dizler arasında tutularak elle ya da parmaklarla vurularak çalınır. Bongonun Afrika kökenli olduğu düşünülmektedir.

Konga

Afrika kökenli başka bir davuldur. Büyük ve silindir biçiminde bir çalgı olan konga, hem Amerika Yerlileri hem de Siyah Afrikalılar tarafından haberleşme davulu olarak kullanılmaktadır. Tamtam adı verilen bu çalgı genellikle elle çalınır.

Bas Davul

En büyük davul olan bas davulun çapı oldukça geniştir. İçi boş silindir biçiminde, tahtadan bir gövdeye sahiptir. Davul derisi gövdenin ya bir yüzeyine ya da her iki yüzeyine birden gerilmektedir. Bas davullar perdesi belirsiz, derin, gümbürtülü bir ses çıkartmaktadır.
Gök gürültüsü veya top ateşi gibi bazı etkiler yaratmak için de kullanılan bas davul, askeri bandolarda da kullanılmakta ve çok ağır olduğu için özel bir taşıyıcının üzerine oturtulmaktadır.

Kirişli Davul ve Trampetler

Boru biçiminde küçük davullar dır. Hem orkestrada hem bandoda çalınan bu davul çeşidi ince demir ya da tellerin tuttuğu davul derisi parşömen dendir. Bunlar gerildiklerinde davul keskin ve tiz bir ses, gevşetildikleri zaman tok ve daha pes ses çıkartmaktadır.

11 Aralık 2019 Çarşamba

Bağlama Nedir? Tarihçesi

Bağlamanın atası, Dede Korkut hikayelerinde yer alan ve adı çok sık geçen Kopuz’dur. Kopuz, Orta Asya’daki Türk Boyları tarafından kullanılmış ve o bölgenin gezginci ozanları aracılığıyla Anadolu’ya gelmiştir. Kopuz, Bağlamadan farklı olarak teknesi deri ile kaplı, perdesiz, iyi ya da üç telli, telleri at kılı, koyun ve kurt bağırsağından yapılmış kirişlerden oluşan bir enstrümandır.
Kopuzun Anadolu’da geçirmiş olduğu evrimlerden ve sapına bağlanan perdeden sonra ortaya çıkan Bağlama, Türkmenler tarafından kutsal bir enstrüman sayılmaktadır. Günümüzde, bağlamanın standart ölçüleri için ise halen çalışılmaktadır.
Bağlamanın teknesinin hangi ağaçtan, kapağının ne kadar incelikte, sapının ne kadar uzunlukta olacağı tartışmaları sürerken, genel bir yapısı yavaş yavaş ortaya çıkmıştır. Eskiden kullanılan, fakat günümüzde pek bulunmayan dut ağacından oyma tekneler yerine, dilim dilim yapıştırılmış ardıç; göğüs kapağı için ladin, köknar; sapı için ceviz, gürgen ağaçları kullanılmaktadır.

Bağlamanın Tarihçesi

Bağlama ve ailesi olan sazları tanımak için öncelikle bu sazların atası olan Kopuzun tanınması gereklidir. İnsanlar, su kabağının üst kısmına ince deriler gerdirip sap ilave etmişler ve kiriş tellerini deri üzerinden geçirmek suretiyle sesin daha net çıkmasını sağlamıştır.
Yay ile çalınanlara İklıp, parmak ya da mızrap ile çalınanlara Kopuz adı verilmiştir. İklığ yaylı sazların, Kopuz ise mızraplı sazların atası olarak bilinir. Mızraplı sazların atası olarak bilinen Kopuz, Türklerin en eski sazlarından biridir.
En az 1500 yıl kullanılan bu ünlü mızraplı saz, bugün yerini Anadolu’da bağlama ve ailesi sazlarına bırakmakla birlikte, Orta Asya ve Sibirya Türkleri tarafından halen kullanılmaktadır. Bağlama adına ise ilk defa 18. Yüzyıl metinlerinde rastlanmaktadır.
Bağlama Yapımında Kullanılan Ağaçlar
12'den fazla türü olan dut, kuzey yarım kürenin ılıman ve subtropik çevrelerinde yetişir. Yapısı Olgun odunsu bir ağaçtır. Yıl halkaları geniş olan dutun ilkbahar halkası açık renk ve yumuşak, sonbahar halkası koyu renk ve serttir. Öz ışınları görünmemektedir.

9 Aralık 2019 Pazartesi

Türk Pop Müziğinin Tarihi

Pop müzik, gündemde olan, çok ilgi çeken, eğlence amaçlı ve herkes tarafından bilinen popüler bir müziktir. Pop müzik, çok sayıda türe ayrılmıştır ancak bu türler kendi içlerinde kalmış ve çoğu ilgi görmemiştir.
Pop müziğin belirgin özellikleri ezgilerindeki sadelik ve süslemelerdir. Ezgi yalın olduğu sürece akılda daha fazla kalacak, herkes tarafından mırıldanılacak ve buna bağlı olarak sürekli gündemde olacaktır.
Ezgi, ritim açısından da zengin ise, o zaman söz ve ezginin değeri yarı yarıya azalacak, eser dans edilmek için hazırlanmış bir şarkı olarak kullanılacaktır. Pop müzik eserlerinde genellikle belirgin bir benzerlik söz konusudur.
Yani bir eser başka bir esere neredeyse çok benzemektedir. Sözleri farklı olduğundan müzik eğitimi almamış birinin bu benzerliği fark etmesi çok zordur. Aynı kalıbın üzerine farklı sözlerin yazılması ve dinleyiciye sunulması şarkı bestelemenin kolay bir yoludur.
Pop müzik eserleri, konserler için daha uygun olduğundan, özellikle büyük topluluklar önünde verilen bu konserlerde sahne performansı çok önemlidir. Konsere eğlenmek amacı ile gelen insanlar, dinledikleri müziğin yanında belirli figürlerle dansta izlemek isterler. Bu nedenle bir pop müzik şarkıcısının dış görünüşü de söylediği şarkı kadar önem taşımaktadır.

Türk Pop'unun Doğuşu

Kulağa yönelik olmaktan uzak, eğlencelik müziği bütün dünya sayısız örneklerle bağrına basmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarından beri müzik popülerliğini korumayı başarmıştır. Şehirliler için ise en popüler tercih şarkı olmuştur.
Bu sırada müzik tarihi baştan alınırsa çok ilgin gelişmeler meydana gelmiştir. 1948 yılında politik nedenleri etkisi ile yasaklanan Arap filmlerinden geri kalan 150 tanesi, çoğunlukla Mısır, Türkiye genelinde sinemalarda gösterilmiştir.
Bu filmler ve müzikleri çok çok meşhur olduğundan 1938 yılında Arap şarkı sözlerini yasaklayan otoriteleri kaygılandırmaya yetmiştir. Bu ise yeni bir aşamayı tetiklemiştir. Bütün şarkılar Türk şarkıcılar tarafından ana temaları hissedilecek biçimde tekrar düzenlenmiştir.
Dönemin önde gelen müzisyenleri Saadettşn Kaynak, Münir Nurettin Selçuk ve Vecdi Bingöl.
50'li yıllarda Kaynak Türk Sanat Müziğinde özgün olarak adlandırılan tarz almıştır. 30'lu 40'lı yılların Arap filmleri müziklerinden etkilenmiş, Türk Sanat Müziği içinde fantezi olarak adlandırılan tarzda yeniden şekillenmiştir.
Münir Nurettin Selçuk ve Vecdi Bingöl birlikteliği bir çok popüler fantezi şarkılar doğurmuştur, En önemlisi ise sıradan Türk dinleyicisinin müzik zevkinde büyük değişikliklere yol açmıştır. Şehir merkezlerinde yaşayan yetenekli Osmanlı mirası takipçisi müzisyenler çalışmalarını devletin kültürel politikaları sonucu popülerleştirmeye zorlanmıştır.
Genel olarak Batı müziği enstrümanları ve kısmi olarak elektronik enstrümanların kazandırdığı ses Orhan Gencebay'ın ve onu takip eden Arabesk şarkıcıların ve bestecilerin ilgisini çekmiştir.
Arabesk çok hızlı bir şekilde gazino kültüründe yerini almıştır. Arabesk, diğer deyişle ilk doğal Doğu-Batı sentezi ürünü Türk sanat müzisyenlerinin çabaları ve hünerleriyle ulaşmış oldu.

4 Aralık 2019 Çarşamba

Kemençe Nedir, Özellikleri ve Tarihçesi

Kemençe rebap, keman türü yaylı çalgılarla akraba olduğu sanılan, bir yay yardımı ile çalınan üç telli geleneksel halk çalgısının adıdır. Kemençenin klasik kemençe ile karşılaştırılmasını önlemek amacıyla Karadeniz Kemençesi olarak da adlandırılmaktadır.

Kemençe Tarihçesi

Orta Çağ ve Erken Rönesans dönemi boyunca yoğun olarak kullanılmıştır. Çok sayıda farklı teoriye karşın Karadeniz Kemençesinin Rumlar tarafından Kapadokya kemanesi olarak da adlandırılan Kabak kemaneden form olarak ne zaman farklılaştığı kesin olarak bilinmemektedir. Araştırmalara göre Karadeniz kemençesinin Kıpçak Türklerine ait olduğu söylenmektedir.

Kemençenin Coğrafi Dağılımı

Karadeniz kemençesi temel müzik aleti olduğu özellikle Ordu, Gümüşhane, Trabzon, Rize, Artvin, Samsun, Bayburt, Sivasın iç Karadeniz bölgesinde kalan Suşehri, Akıncılar çevresinde ve Cumhuriyet döneminde Karadenizlilerin topluca göç ettiği Adapazarı, İzmit Yalova Orhangazi köylerinde ve büyük şehirlerde, Türkiye-Yunanistan nüfus mübadelesiyle Yunanistan'a giden Rumlar tarafından başta Selanik olmak üzere Kuzey Yunanistan’da yer alan göçmen köylerinde kullanılmaktadır.
Bu nedenle kemençe artık evrensel bir çalgı aleti olmak yolunda emin adımlarla ilerlemiştir. İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde de ilgi görmektedir.

Kemençe Yapımı ve Akort Edilmesi

Kemençenin gövdesi dut, karadut, akçaağaç ardıç, ladin ya da erik ağacından tamamen elde oyularak tip ve özelliklerine göre 3-15 gün içerisinde yapılmaktadır. kemençe yapımcılığı genellikle babadan oğla geçmekte ve yapımcılar hiçbir resmi eğitim kurumunun formasyonundan geçmemektedir.
Kemençe yapımı Kelkit Vadisinin Suşehri, Şebinkarahisar bölgesinde özellikle Alevi kökenli bölgelerde gelenek olarak devam ettirilirken bugün sadece icracıları kalmıştır. Bu bölgede kemençe genellikle dut ve erik ağacından yapılmıştır.
Ön kapak gürgen, yay ise aygır kılından yapılır. 19. Yüzyıla kadar bağırsak olan teller yerini metal olanlara bırakmış, teller inceden kalına doğru zil, sağır ve bam olarak adlandırılmaktadır.
Karadeniz kemençesi genellikle beş yarım sesten oluşan aralıklarla akort edilmekte ve nadiren de olsa tulum ezgileri çalınmak istendiğinde kullanılmaktadır. Mübadeleye kadar Rumlar tarafından Trabzon da yoğun olarak kullanılan tulum 1970'lere kadar Trabzon'un Holo ve Maçka bölgelerinde de Müslümanlar tarafından kullanılmıştır. Geçmişte yaygın olarak yapılan küçükbaş hayvancılığın terk edilmesi tulum ve şimşir kavalın yerini kemençeye bırakması sonucu getirmiş olmalıdır.

1 Aralık 2019 Pazar

Piyano Nedir, Özellikleri ve Tarihi

Özel bir mekanizma ile tuşlara bağlı çekiçlerin, tellere vurmasıyla ses veren tuşlu ve vurmalı bir müzik enstrümanı olan piyano, klasik ve caz müzikte yaygın olarak görülmektedir. Ansambl, solo performanslar, bestecilik, oda müziği, eşlik ve prova için oldukça uygun bir müzik aletidir.
Taşınabilir bir enstrüman olmamasına ve pahalı olmasına rağmen çok yönlü oluşu ve aynı anda birçok yerde bulunma özelliği ile dünyanın en yaygın kullanılan müzik enstrümanlarından biridir.
Piyano 52 beyaz tuş ve 36 siyah tuşa sahiptir. Tuşlarına basıldığı zaman içerisinde bulunan teller aracılığı ile ses çıkarır, çekildiğinde ise teller damper yoluyla susturulur. Ancak pedallar yardımıyla tuşlardan parmaklar kaldırılmasına rağmen sesi uzatmak mümkündür.

Piyano Tarihi

1711 yılında İtalyan Bartolomeo Ciristofori üzerinde hafif ve kuvvetli sesler çıkarılabilen bir çalgı geliştirmiş ve adına İtalyanca hafif ve kuvvetli anlamına gelen piano e forte denilmiştir. Fransız Marius ise bu çalgıya tuşlarının ucu tokmak ya da çekiç biçiminde biten tokmaklı klavyesini bularak katkıda bulunmuştur.
1717 yılına doğru Alman Schröter çalgıya yumuşak ya da sert çalınmaya elverişli çekiç sistemini uygulamıştır. 1720 yılına doğru bu sistem G. Silbermann tarafından geliştirilmiştir. Piyano niteliklerinden dolayı  18. Yüzyılın sonlarında en çok aranan müzik aleti durumuna gelmiştir.

Piyano Çeşitleri Nelerdir?

Piyanonun çok çeşitli biçimleri bulunmaktadır. Bunlar arasında telli yatay ve klavyeye dik olan kuyruklu piyano; telleri yatay ve klavyeye paralel olan dikdörtgen piyano; telleri titreşimin uzunluğunu arttırmak amacı ile dik ya da eğik durumda bulunan Stand, dik piyano sayılmaktadır.
Piyano telleri birbirine eşit yarım tonlarla akortlanmış bir müzik aletidir. ilk olarak kalın meşe levhalardan oluşan yapı kafesi günümüzde tamamıyla madenen yapılmaktadır. Piyanolarda ilk başta her ses yalnız bir telden elde edilirken, sonraları ses yoğunluğunun artması için her nota aynı anda iki ya da üç tel titreştirilmeye başlamıştır.

İşlevine Göre Piyano Çeşitleri

İşlevine göre olan piyano çeşitleri tamamen yer aldığı türün çalışma prensibine göre sınıflandırılmaktadır. Bu yazımızda belirttiğimiz türler piyano satın almaya karar verdiğiniz zaman ilk belirlenmesi gereken özelliklerden oluşmaktadır.
her ne kadar bir kaçı günümüzde yaygın olarak kullanılmasa da isteğinize bağlı olarak bu piyanoları 2. el olarak da satın almanız mümkündür. İşlevine göre piyano çeşitleri sıralaması;
  • Konsol (Duvar) Piyanosu
  • Dijital (Elektronik) Piyano
  • Kuyruklu Piyano
  • Pnörmatik Piyano
  • Mekanik Piyano
  • Prepared (Hazırlanmış) Piyano

27 Kasım 2019 Çarşamba

Viyola Nedir Özellikleri Nelerdir?

Yaylı çalgılar ailesinin ikinci üyesi olan Viyola, kemana benzemekle beraber kemandan biraz daha büyüktür. Aynı zamanda Alto'da denmektedir. Fiziki yapısı kemana benzemektedir.
Keman ailesi müzik aletlerinde orta sese sahip olduğundan keman ile çello arasında bir yere sahip olan Viyolanın gövde uzunluğu 41-45 cm civarındadır.
Viyola da parmak aralarını daha çok açmak gerektiğinden, kemandan sonra alışan bir çalgı türüdür. Viyola çalmak için bünyenin yeterli derecede dayanıklı olması gereklidir. Kemandan daha yorucu olduğundan başlangıç yaşını 15'den aşağı indirmemek gerekir.
Yaylı çalgılar arasında kemandan sonraki en önemli yer viyolanın olmuştur. Daha çok eşlik görevi verilmektedir. Büyük ve geniş ezgiler viyolalara, keman ve viyolonselden daha az verilmektedir. Bunun nedeni ise, viyolanın tınlayışının az olması, dolayısıyla kısa motiflere ve karakteristik cümlelere uygun gelmesi, bir de orkestrada az sayıda olmasıdır.
Viyola için Gevaert; Erkek sesiyle kadın sesi arasında olan viyolaların, hemen hemen hepsi hakkında bir karara varılamayacak kadar karışık bir karakteri vardır. Sesi boğuktur. Bununla birlikte, viyola ile etkisi anlaşılabilecek ayrıntılar elde edebilirsiniz.
Viyola Özellikleri Nelerdir?

  • Uzunluk: 66 cc Yayla çalının telli bir çalgıdır.
  • Notası, üçüncü çizgi Do ve ikinci çizgi Sol ile yazılır.
  • Orkestralarda, genel olarak iki partisi bulunmaktadır.
  • Solo ve eşlik görevi verilir.
  • Boğuk ve sevdalı ses renginin tokluğu ve sıcaklığı ile özel bir karakter taşır.
  • Ses telleri: Do, Sol, Re, La olarak akort edilir.

26 Kasım 2019 Salı

Bateri Nasıl Öğrenilir?

Bateri davul, zil ve diğer vurmalı çalgılardan oluşan bir vurmalı çalgıdır. Bir bateride genelde 5 davul ve 2 zil bulunur. Bateri öğrenmek zor gibi görünse de biraz sabırla oldukça kolay öğrenilebilir. Bateri çalabilmenin en önemli ayrıntısı bagetleri düzgün ve doğru tutmaktır. Daha sonra ritim kalıplarını öğrenmelisiniz.
Evinizde kova gibi araç gereçler ile dahi bateri çalmayı kolaylıkla öğrenebilirsiniz. Her gün düzenli olarak antrenmanlar yaparak ortalama 1 ayda bateri çalabilirsiniz. Şarkıya küçük ritimler tutarak ve neyi nerede kullanacağınızı iyi bilerek işe başlayabilirsiniz. Tüm ritim kalıplarını öğrenerek şarkılarda bateri ile eşlik edebilirsiniz. Bu kalıpları ne zaman kullanacağınız sizin yeteneğinize bağlıdır.

Bateri Çalmanın Faydaları
Bazı bateristler bu enstrümanı çalarken stres attıklarını ve ruhunu dinlendirdiklerini söylemiştir. Ayrıca sinirsel hastalıkları olan kişilere bateri çalmak önerilebilir. Zekayı güçlendirdiği, kişinin kendini daha iyi hissettiği, beyni daha iyi çalıştırdığı gibi birçok faydası bulunmaktadır.
Ayrıca bazı madde bağımlılıkları için bateri çalmak önerilmiştir. Çünkü maddeye duyulan bağımlılığı baterinin önlediği kanıtlanmıştır. Bateri çalmak bir zevk işi olduğundan o duyguya sahip ve karşı tarafa verebilecek kişilerin daha yatkın olduğu doğrudur.
Bateri kurslarına giderek işin uzmanlarından bateri çalmayı kolaylıkla öğrenebilirsiniz. İçinizde bateri çalma isteği varsa eğer kesinlikle vazgeçmemeniz gereken bir çalgıdır. Hemen hemen her yaşta kolaylıkla ve zevkle öğrenilebilir ve çalınabilir.

22 Kasım 2019 Cuma

Türk Sanat Müziğinin Doğuşu




Türkler tarih boyunca çok geniş bir yelpazeye yayılmışlardır. Bu sayede farklı müzik kültürlerine ve bu etkileşimler sonucunda zengin bir yapıya sahip olmuşlardır. Çağlar öncesinde Türk sanat müziğini miras edindik. Türk sanat müziği makamsal, sözel, çalgısal ve dizel unsurlarıyla özel bir mevkiye sahiptir. Kaynakların eksikleri yüzünden tam anlamıyla bilgi edinilmemektedir. 

İslamiyet öncesi Türk müziği, Orta Asya gelenekleriyle birleşmiş olup, kayıp bir kültür olarak şimdi ki çağda incelenmektedir. Türk Musikisi ile ilgili eldeki veriler bizi, Al Farabi 873 ile 950 döneme götürmektedir. Orta Asya döneminde kültürel topluluklarını benimseyerek o zamandaki bilim dili olan Arapça ile birden fazla eserin ve musiki hayatını konu edinen; eski Yunan filozofu Pisagor’un çalışmalarından etkilenerek ‘ Kitabü’l Musiki’ül Kebir’ adlı eseri bilinmektedir. 

Batı kültürünün Türkiye’ye aktarıldığı dönemde Türk Musikisinin ecnebi rakipler edindiği ve bu rakiplerinden esinlendikleri bilinmektedir. Geleneksel müziğimiz ikiye ayrılır. Dinsel ve din dışıdır. Dinsel olan cami müziği ve tasavvuf müziğidir. Din dışı müzik ise çalgı müziği ve sözlü müziktir. Türk sanat müziği yapısı itibariyle dünyanın sayılı müziklerinin önünde gelmektedir.

20 Kasım 2019 Çarşamba

Müzik Çeşitleri Hangileridir?




Halk müziği, Türkiye’nin çeşitli yörelerinde farklı ağızlar ve formlarda söylenen yöresel etnik müziklerin tümü diyebiliriz aslında. Anadolu halk müziği, sözlü halk müziği ve sözsüz halk müziği olmak üzere ikiye ayrılır. Sözlü halk müziğine genel olarak türkü adı verilir. Sözsüz halk müziği ise düzenli yöresel çalgı ezgileridir.

Caz Müzik, 1950’lerden sonra ilerleme gösterdi ancak uzun bir süre yerinde saydıktan sonra özellikle 90’lı yıllardan itibaren ilgi artmış, müzisyen ve dinleyici boyutuyla gelişim göstermeye başlamıştır. Çok popüler olmayan ancak saygın bir türdür..

Pop Müzik, Popüler Türk Müziği ya da diğer adıyla Anadolu Pop modern müzik kalıplarıyla oluşturulmuş ya da yoğun modern müzik kalıplarının üzerine hafifçe alaturka ve halk müziği ezgileri eklenmesiyle oluşturulmuş bir Türk müziği çeşididir. Türk Pop Müziği’nin geçmişi çok eskilere gitmemekle birlikte, ancak 30-40 yıllık bir geçmişi vardır.

Rock müzik, 1950′ li yıllarda ortaya çıkmış ve batı dünyasının sanat müziği ile halk müziği anlayışlarının kendi kavramları doğrultusunda pop müziğe taşınmış biçimidir.

Arabesk Müzik, aslında Oryantal bir müzik türüdür. Daima duygusal olan şarkı sözleri, başarısız aşkları, her türlü günlük sıkıntıları konu olarak ele alıp umutsuzluğu ve başarısızlığı ifade etmektedir.

Protest müzik, Siyasi ve toplumsal içerikli lirik yapısı ile muhalif bir görüşü dile getiren müzik türüdür. Yerelden evrensele kadar uzanabilecek bir bakış açısına sahip olabilir. Genel olarak sert karakterli ve serzenişe atıf yapan bir mizacı yansıtmaktadır.

Fantezi müzik, Klasik Türk Müziği ya da Türk Sanat Müziği olarak adlandırılan formun sert kalıplarının dışına çıkılarak daha popüler yorumlanmasıyla ortaya çıkan ve Türkiye’ye özgü bir müzik türüdür.

Müzik Aleti Nedir?




Çalgı olarak bilinen müzik aletleri müzik yapmak için kullanılan aletlerin genel ismidir. Günümüzde çok sayıda müzik aleti bulunmaktadır. 

Müzik aleti yapımı, bazı bilim alanlarını yakından ilgilendiren bir teknolojidir aslında. Aletlerin kullanımları ve tarih içinden gelerek aldıkları yeni biçimler, sosyolojik araştırmaların kapsamındadır. 

Hepimizin severek, kulağımıza hoş gelen ve eşlik ederek dinlediğimiz şarkılar da müzik aletleri büyük rol oynamaktadır. Şarkıların sözlerinin etkisi bir yana, şarkıyı seslendiren sanatçıyla birlikte kullanılan müzik aletlerinin de etkisi büyüktür aslında. 

Dinlediğimiz şarkılar da ruh halimizin de etkisi olduğu doğrudur. Kimi zaman duygusal, kimi zaman neşeli ve kimi zaman da öfkeyle dinlediğimiz çok sayıda şarkı vardır.

Hangi Müzikte, Hangi Müzik Aleti Kullanılır?

Halk Müziğinde kullanılan enstrümanlar genellikle Ud, kanun, keman, ney, tambur, lavta, klasik kemençe, rebab, santur, kudüm, def ve zil’dir.
Caz müzik topluluklarında genellikle saksofon, trompet, klarnet, trombon, piyano, kontrbas, gitar gibi enstrümanlar kullanılmaktadır.

Her yaş grubunun severek ve eşlik ederek dinlediği Pop müzikte genellikle gitar, saz, piyano, keman, darbuka ve klarnet kullanılmaktadır.

1950 yılından itibaren dinlenmeye başlanılan ve günümüze kadar dinleyici kitlesi artan Rock müzik enstrümanları başlıca Elektro gitar, Bas gitar, Bateri ve Klavye’dir.

7’de 70’e her yaşta insanın severek dinlediği Arabesk müzikte genellikle enstrüman olarak Org, Klarnet, Keman, Elektro bağlamalar, Kanun, Saz kullanılmaktadır.

19 Kasım 2019 Salı

Gitar Nedir ve Nasıl Çalınır?



Gitar ahşap ve telli olan bir çalgı türüdür. Vurularak çalınan bu çalgı türü telli parmakla çekilerek çalınır. İki tarafı oyuk sonsuzluk işaretine benzeyen yanları olup ses perdeleri bulunan bir çalgı türüdür. Gitarlarlar altı telli olup farklı ağaç çeşitlerinden yapılır.

 16.yüzyılda 5 telli gitarlar ortaya çıkmıştır. İlk üretilen gitarlarda sap kafası düz bir şekilde yapılmıştır. O dönemde yapılan gitarlarda akort ayarları arkadan ayarlanıyordu. Bu tarz gitarların klavyesi enstrümanın göğsü ile aynı seviyedir. Gövdesi günümüz gitarlarına göre daha küçük ve kıvrımlıydı.

Ağaç işleme ile kaplanmıştır. Bu tarz çalgıların zamanla değişmesi ve gelişmesi sonucunda bazı çalgılar değişime uğramıştır. Genellikle çağımız gençlerini tercih ettiği bu çalgı türü bir çok gencin ilgi noktasıdır. Telli çalgılar grubunda olan gitar diğer telli çalgılar gibi büyük ilgi görmektedir.