Pop müzik, gündemde olan, çok ilgi çeken, eğlence amaçlı ve herkes tarafından bilinen popüler bir müziktir. Pop müzik, çok sayıda türe ayrılmıştır ancak bu türler kendi içlerinde kalmış ve çoğu ilgi görmemiştir.
Pop müziğin belirgin özellikleri ezgilerindeki sadelik ve süslemelerdir. Ezgi yalın olduğu sürece akılda daha fazla kalacak, herkes tarafından mırıldanılacak ve buna bağlı olarak sürekli gündemde olacaktır.
Ezgi, ritim açısından da zengin ise, o zaman söz ve ezginin değeri yarı yarıya azalacak, eser dans edilmek için hazırlanmış bir şarkı olarak kullanılacaktır. Pop müzik eserlerinde genellikle belirgin bir benzerlik söz konusudur.
Yani bir eser başka bir esere neredeyse çok benzemektedir. Sözleri farklı olduğundan müzik eğitimi almamış birinin bu benzerliği fark etmesi çok zordur. Aynı kalıbın üzerine farklı sözlerin yazılması ve dinleyiciye sunulması şarkı bestelemenin kolay bir yoludur.
Pop müzik eserleri, konserler için daha uygun olduğundan, özellikle büyük topluluklar önünde verilen bu konserlerde sahne performansı çok önemlidir. Konsere eğlenmek amacı ile gelen insanlar, dinledikleri müziğin yanında belirli figürlerle dansta izlemek isterler. Bu nedenle bir pop müzik şarkıcısının dış görünüşü de söylediği şarkı kadar önem taşımaktadır.
Türk Pop'unun Doğuşu
Kulağa yönelik olmaktan uzak, eğlencelik müziği bütün dünya sayısız örneklerle bağrına basmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarından beri müzik popülerliğini korumayı başarmıştır. Şehirliler için ise en popüler tercih şarkı olmuştur.
Bu sırada müzik tarihi baştan alınırsa çok ilgin gelişmeler meydana gelmiştir. 1948 yılında politik nedenleri etkisi ile yasaklanan Arap filmlerinden geri kalan 150 tanesi, çoğunlukla Mısır, Türkiye genelinde sinemalarda gösterilmiştir.
Bu filmler ve müzikleri çok çok meşhur olduğundan 1938 yılında Arap şarkı sözlerini yasaklayan otoriteleri kaygılandırmaya yetmiştir. Bu ise yeni bir aşamayı tetiklemiştir. Bütün şarkılar Türk şarkıcılar tarafından ana temaları hissedilecek biçimde tekrar düzenlenmiştir.
Dönemin önde gelen müzisyenleri Saadettşn Kaynak, Münir Nurettin Selçuk ve Vecdi Bingöl.
50'li yıllarda Kaynak Türk Sanat Müziğinde özgün olarak adlandırılan tarz almıştır. 30'lu 40'lı yılların Arap filmleri müziklerinden etkilenmiş, Türk Sanat Müziği içinde fantezi olarak adlandırılan tarzda yeniden şekillenmiştir.
Münir Nurettin Selçuk ve Vecdi Bingöl birlikteliği bir çok popüler fantezi şarkılar doğurmuştur, En önemlisi ise sıradan Türk dinleyicisinin müzik zevkinde büyük değişikliklere yol açmıştır. Şehir merkezlerinde yaşayan yetenekli Osmanlı mirası takipçisi müzisyenler çalışmalarını devletin kültürel politikaları sonucu popülerleştirmeye zorlanmıştır.
Genel olarak Batı müziği enstrümanları ve kısmi olarak elektronik enstrümanların kazandırdığı ses Orhan Gencebay'ın ve onu takip eden Arabesk şarkıcıların ve bestecilerin ilgisini çekmiştir.
Arabesk çok hızlı bir şekilde gazino kültüründe yerini almıştır. Arabesk, diğer deyişle ilk doğal Doğu-Batı sentezi ürünü Türk sanat müzisyenlerinin çabaları ve hünerleriyle ulaşmış oldu.