17 Şubat 2020 Pazartesi

Müziğin Bilimsel Yolculuğu


Kültürümüzün parçası olan ve bizlere güçlü bir şekilde etki eden müzik üzerine, bilimsel olarak inceleyebilecek kadar akademik çalışmalar bulunmaktadır. Titreşimlerin ve seslerin ortaya çıkışını, enstrümanların çalışma şekillerini, akustiğin ortaya çıkış nedenlerini ve müziğin beynimizde yaptığı değişimleri ortaya koymaktadır.
Şarkılar insanları güldürür, ağlatır, dans ettirir ya da insana kulaklarını tiksintiyle kapattırabilir. Herkesin sevdiği şarkılar farklıdır. Bunları oluştura sesler, titreşimlerle meydana gelmektedir. Bir enstrüman telleri titreştiğinde havayı sıkıştırarak ileri doğru iter ve arkada kalan hava ise genleşir.
Bu kompresyonlar ve seyrelmeler, havada hareket eden dalgalar yaratır. Ses dalgaları kulaklarınıza ulaştığı zaman kulak kanallarınızdaki havayı alır ve kulaklarınızı hareket ettirir. Daha sonra titreşimleri, koklea adı verilen sinyallerini üretmek için kullanılır. Ancak bu sesi, algılama yolculuğunun sadece ufak bir parçasıdır.
Bu basit titreşimler, güçlü duygusal tepkiler de yaratabilirler. Zira notalarda ve beynimizin onları algılama biçiminde farklı katmanlar bulunur.
Kulaklarımıza gelen ses dalgaları, büyük miktarda bilgi taşır. Müzik notalarının temelleri ses seviyesi, perde ve ton olarak ayrılabilir. Titreşimler ne kadar büyüm olursa, ses de o kadar yüksek olur ve titreşimler ne kadar sık olursa, o kadar yüksek perdeden duyulur.
Sesin tonu ise, ses dalgalarının pürüzsüzlüğü tarafından belirlenmektedir. Müziğin işlenmesi beyinde zevk, korku, hareket, hafıza ve duyguyu kontrol eden parçalar ile bağlanır ve şarkılar beklenmedik bağlantılara yol açabilir. En sevdiğiniz şarkı çaldığında beyninizde neler olduğunu öğrenmek için okumaya devam edebilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder