2 Mart 2020 Pazartesi

Müzik Terapisinin Hiperaktif ve Otistik Çocuklar Üzerindeki Etkisi



Çocuklarda son zamanlarda sıklıkla görülmeye başlanan dikkat eksikliği ve hiperaktivite gibi sorunların tedavilerinde müziğin etkisi oldukça fazladır. Günümüzde ise birçok İndigo ve Kristal Çocuğa bu tanıların konulduğu bilinmektedir.
Yapılan araştırmaların sonucunda müziğin hiperaktif çocuklarda zihin performansını arttırdığı görülmektedir. Bu tarz sorunlarda müzik, dikkati yoğunlaştıran ve odaklayan bir etken olarak kullanılmaktadır.
Bu tarz rahatsızlıklara sahip çocukların hayatlarını her alanında müziğin kullanılması ile beyin fonksiyonlarının normale dönmesi, davranış bozukluklarını kontrol edebilme, sosyal uyumlarının arttırılması mümkün olmuştur.
Ayrıca hiperaktif çocuklar, müziğin gücü ve müzik ile tedavi sırasında kullanılan beden dili sayesinde, sözle ifade edemedikleri ve yanlış anlaşılan duygularını kolaylıkla anlatmayı, kendilerinin farkına varmayı ve öz güven kazanmayı öğrenmektedirler.
Hiperaktif çocuklarda müzik ile tedavi başarıyı arttıran en önemli yöntemlerden biri haline gelmiştir. Tedavi esnasında kullanılan çalgıların ise öncelikle nefesli ve yaylı olması tercih edilmelidir. çünkü bu tür çalgıların gerilimi azaltıcı ve dikkat düzenleyici etkilerinin olduğu tespit edilmiştir.
Müziğin tedavi gücünü gösterdiği diğer bir rahatsızlık ise otizmdir. Bilimsel kaynaklarda sıklıkla otistik çocukların müziğe karşı duyarlı ve dikkatli olduklarından bahsedilmektedir. Müziğin bu çocuklar için motive edici olması ve çoğu otistik çocuğun müzikal etkinliklere başarılı bir şekilde katılabilmesi, otizmde müzik ile tedavinin önemini arttırmaktadır.
Otistik çocukların sosyal davranışlarını ve ilişkilerini müzik ile tedavi sonrasında daha iyi olduğu belirtilmiştir. Hareket uyumu ve beden algısı artmakta ayrıca iletişim davranışlarının ve dil becerilerinin de müzik ile tedavi sonucunda daha iyiye gittiği tespit edilmektedir.

23 Şubat 2020 Pazar

Yan Flüt Teknik Özellikleri



Yanlamasına çalınan, metalden yapılan ya da tahtadan yapılabilen bir üflemeli çalgı olan yan flüt, flütün en yaygın türüdür, orkestralarda ve bandolarda sıkça kullanılmaktadır. Pikolo flüt, alto flüt, bas flüt gibi enstrümanlar da yan flüt ailesindendir.
Pikolo flüt normal yan flütün yarısı boyundadır, alto flüt ise normal yan flütlerden biraz daha büyüktür. Çalgının baş bölümünde bir üfleme deliği bulunmaktadır. Bu nedenle bu bölüme ağızlık da denmektedir.
Üfleme deliği çalıcının alt dudağına dayalıdır. Sağ omuz yönünde, yere koşut olarak tutulmaktadır. Sol el ağızlık tarafında, sağ el ise kuyruk tarafında tutulmaktadır. İki elin baş parmağı alttan flütü destekler. Flütün borusu silindir şeklindedir. Çapı 1,9 cm’dir. Flüt ağızlıktan başlayarak kapalı uca kadar 67,2 cm’dir.

Teknik Özellikleri

Flüt tüm üflemeli çalgılar arasında en çevik ve en hünerli çalgıdır. Çalamayacağı çok az şey bulunmaktadır. Kromatik ve diatonik ezgiler, arpejler, uçarı ve gösterişli pasajlar, bağlı ve dilli olarak çok hızlı tempolarda çalınabilir.
Ayrıca yakın ve uzak atlamalı aralıkların tekrar tekrar gelişleri, stakato, tril, tremolo, grupetto ve benzeri teknikler flütte çok kolay çalınmaktadır. Tek dil, çift dil, üç dil ve kurbağa dili tekniği rahatlıkla yapılmaktadır.
Flütün crescendo ve decrescendo olanakları, diğer çalgılara göre büyük ölçüde kısıtlıdır. Bazı tril ve tremololar ise olanaksızdır. Özelikle ince seslerdeki gür pasajların çalımında çok nefes harcanması gerektiği için cümle yapısı, flütçüye arada bir nefes alma ihtiyacını giderecek nitelikte boşluklar içermelidir.

20 Şubat 2020 Perşembe

Klarnetin Tınlama Bölgeleri ve Teknik Özellikleri



Klarnetin dört farklı tınlama bölgesi bulunmaktadır.
1.Kalın Ses Bölgesi: En kalın ses olan Mi’den bir oktav incesi Fa diyez notasına kadar olan bölgedir. Zengin, gizemli, madeni, karanlık ve dramatik sözcükleri ile tanımlanmaktadır. Bu ses bölgesine “Şalümo” bölgesi de denmektedir. Şalümo klarnetin atası olan eski bir çalgının adıdır.
2.Kötü Sesler: Sol notasından üç yarım perde sonraki Si bemol notasına kadar olan bölgedir. Klarnetin en kötü sesleridir, zayıf, soluk hem de elde edilmesi biraz daha güçtür.
3.Orta Ses Bölgesi: Si notasından ikinci ek çizgi Do notasına kadar olan ve klarnetin en güzel sesleridir. Bu bölgeye “Klarno” ses bölgesi denmektedir. En güzel ve en etkili klarnet soloları bu ses bölgesinde yazılmıştır. Bu sesler duru, parlak, ılık ve etkileyicidir.
4.İnce Ses Bölgesi: İkinci ek çizgi Do’dan sonraki daha ince seslerdir. Gür çalındığında sert ve rahatsız edici fakat kısık ses ile çalındığında ılık ve yumuşak flüt ses rengine yakın bir tını özelliği göstermektedir.

Teknik Özellikleri

Klarnet çeviklik bakımından flüte çok yakındır. Her çeşit hızlı, parlak, gösterişli pasajlar, diziler, arpejler, grupetto ve benzeri figürler, tril ve tremololar rahatlıkla çalınmaktadır.
Genellikle tek dil kullanılır. Çift dil ve üç dil çok zor olduğundan özel durumlar olmadıkça kullanılmaz. Bir ses bölgesinden başka bir ses bölgesine geçiş aralıklı atlamalar, klarnete özgü kolaylıklardan biridir.
Ancak hızlı tekrarlanan sesleri çalmakta oldukça sınırlıdır. Klarnetin en önemli özelliklerinden biri de, gürlük kontrolü bakımından son derece yetenekli olmasıdır. Çok kısık sesle ve çok gür sesle çalınabilir.

19 Şubat 2020 Çarşamba

Yeni Başlayanlar İçin Piyano Seçimi



Aileniz veya kendiniz için piyano almak size hayat boyu zevk verecek entelektüel birikiminizi arttıracak bir yatırım olabilir. Zevkinize ve bütçenize uygun marka ve modele sahip bir piyano almadan önce ufak bir çalışma yapmanız doğru olacaktır.
Piyano almanın ilk adımını atmaya, alacağınız piyano için ayıracağınız bütçenin ne olacağına, piyanonun size müzikal olarak ne vermesini beklediğinize ve ne tür bir piyanonun sahip olduğunuz mobilyalara uyacağına karar vermekle başlayabilirsiniz.
Bir piyano bulunduğunuz ortama şıklık, zarafet ve güzellik getirecektir. Bu nedenle yeni piyanonuzun düzgün bir şekilde çalışmasının yanında bulunduğunuz ortamın dekoruna uygun olmasını beklemeniz anlamlı olacaktır.
Müzikal olarak bir piyanodan beklentiniz tuş hassasiyetinin ve çalına bilirliğinin düzgün olması ve piyanonun hoşunuza giden bir tınıya sahip olmasıdır. Bunun için en iyi yöntem farklı türde, marka, model ve fiyat aralığında olabildiğince fazla piyano denemektir.
Şayet piyano çalmayı biliyor iseniz, aynı parçayı farklı piyanolarda çalabilir ve piyanoların tuşlarının nasıl farklı tepkiler verdiğini gözlemleyebilirsiniz. Böylelikle çalarken en rahat hissettiğiniz piyanoyu bulmanız daha kolay olacaktır.
Ancak piyano çalmayı bilmiyorsanız bunu sizinle ilgilenen satış sorumlularından rica edebilir ve sesi en çok hoşunuza giden piyanoyu tercih edebilirsiniz. Bunun sonucunda piyano marka ve modellerine hakim olacak ve aralarından en çok hoşunuza giden sizin için en uygun piyanoyu bulmanız kolaylaşacaktır.

Piyano Alma Kararında İlk Nokta

Piyano almaya karar verdiğinizde ilk olarak seçmeniz gereken iki seçenek bulunmaktadır. Geleneksel kuyruklu ya da duvar piyanosu olarak tasarlanmış akustik piyanolar mı, yoksa teknolojinin gelişimi ile akustik piyano sesleri ve tuş hissiyatlarına çok yakın olabilen dijital piyanolar mı tercih edeceksiniz?
İlk olarak karar vermeniz gereken bu noktadan sonra piyano alma kararınızda, kişisel gereksinimlerinize göre doğru ürün almakta yolun yarısını tamamlamış olacaksınız.

17 Şubat 2020 Pazartesi

Müziğin Bilimsel Yolculuğu


Kültürümüzün parçası olan ve bizlere güçlü bir şekilde etki eden müzik üzerine, bilimsel olarak inceleyebilecek kadar akademik çalışmalar bulunmaktadır. Titreşimlerin ve seslerin ortaya çıkışını, enstrümanların çalışma şekillerini, akustiğin ortaya çıkış nedenlerini ve müziğin beynimizde yaptığı değişimleri ortaya koymaktadır.
Şarkılar insanları güldürür, ağlatır, dans ettirir ya da insana kulaklarını tiksintiyle kapattırabilir. Herkesin sevdiği şarkılar farklıdır. Bunları oluştura sesler, titreşimlerle meydana gelmektedir. Bir enstrüman telleri titreştiğinde havayı sıkıştırarak ileri doğru iter ve arkada kalan hava ise genleşir.
Bu kompresyonlar ve seyrelmeler, havada hareket eden dalgalar yaratır. Ses dalgaları kulaklarınıza ulaştığı zaman kulak kanallarınızdaki havayı alır ve kulaklarınızı hareket ettirir. Daha sonra titreşimleri, koklea adı verilen sinyallerini üretmek için kullanılır. Ancak bu sesi, algılama yolculuğunun sadece ufak bir parçasıdır.
Bu basit titreşimler, güçlü duygusal tepkiler de yaratabilirler. Zira notalarda ve beynimizin onları algılama biçiminde farklı katmanlar bulunur.
Kulaklarımıza gelen ses dalgaları, büyük miktarda bilgi taşır. Müzik notalarının temelleri ses seviyesi, perde ve ton olarak ayrılabilir. Titreşimler ne kadar büyüm olursa, ses de o kadar yüksek olur ve titreşimler ne kadar sık olursa, o kadar yüksek perdeden duyulur.
Sesin tonu ise, ses dalgalarının pürüzsüzlüğü tarafından belirlenmektedir. Müziğin işlenmesi beyinde zevk, korku, hareket, hafıza ve duyguyu kontrol eden parçalar ile bağlanır ve şarkılar beklenmedik bağlantılara yol açabilir. En sevdiğiniz şarkı çaldığında beyninizde neler olduğunu öğrenmek için okumaya devam edebilirsiniz.

13 Şubat 2020 Perşembe

Yıldız Tilbe’nin Hayatı ve Müzik Kariyeri



16 Temmuz 1966 İzmir Konak doğumlu olan Yıldız Tilbe, şarkıcı, söz yazarı ve bestecidir. Ortaokul ikinci sınıfta iken eğitimini bırakmak zorunda kalmış ve küçük yaşlarda şarkı söylemeye başlamıştır.
18 yaşından önce evlenen sanatçının Sezen adında bir kızı vardır. Beş yıl süren evliliğini sonlandırdıktan sonra, İzmir’in çeşitli kulüplerinde şarkı söylemeye başlamıştır. İlk defa 1990 yılında sahneye çıkan Tilbe, 1991’in sonlarına doğru Sezen Aksu’dan vokalistlik teklifi almıştır.
Sezen Aksu’nun teklifinin ardından İstanbul’a gelmiş ve Aksu’nun evine taşınarak, onun vokalliğini yapmıştır. İkilinin ayrılmalarının ardından İstanbul’un gece kulüplerinde şarkılarını söylemeye devam eden Yıldız Tilbe, o dönemlerde Cem Özer’in sunduğu “Laf Lafı Açıyor” adlı program için solistlik teklifi almış ve aldığı albüm tekliflerini değerlendirerek 1994 yılında Delikanlım adlı ilk albümünü çıkartmıştır.

Sanatçının Müzik Kariyeri

İzmir’de gece kulüplerinde şarkılarını söylerken, kendini dinlemeye gelen Sezen Aksu’nun yardımı ile İstanbul’a gelmiştir. 1992 yılında Aksu’ya 9 ay vokallik yapan sanatçı, daha önce de bahsettiğimiz üzere Cem Özer’in programında solistlik yapmış ve ismini duyurmuştur.
Yıldız Tilbe, 1994yılında Aydın Oskay ile anlaştıktan sonra, Delikanlık adlı şarkısı ve albümü piyasaya çıkmıştır. Yıldız Tilbe, ismi herkes tarafından tanınmıştır. Delikanlım albümünün piyasaya sürüldüğü dönemlerde pop müziğin zirvede olması, sanatçıyı da pop şarkı söylemeye yönlendirmiş ve bu anlamda önemli eserler yapmıştır.
Yaklaşık 3 milyon satan albümü, en fazla satılanlar arasına girmiştir. İlk klipini de Delikanlım şarkısına çeken Yıldız Tilbe’nin, 1995 yılında yayınlanan Dillere Destan albümündeki 10 şarkının tamamı kendisine aittir.
1196 yılında Aşkperest albümü, şarkıcının üçüncü albümü 13 şarkıdan oluşmaktadır. Bunların 9’u kendisine aittir. 1998 yılında piyasaya sürülen Salla Gitsin Dertlerin albümü ise, dördüncü stüdyo albümüdür, ancak 12 şarkıdan oluşan albümdeki 4 şarkının söz ve bestesi kendisine aittir.
2001 yılında yayınlana diğer bir albümü Gülüm, söz ve müziklerinin tamamı Yıldız Tilbe’ye ait olduğu şarkılardan oluşmaktadır. 2002 yılında beşinci stüdyo albümü olan Haberi Olsun, 11 şarkıdan oluşmaktadır ve bu şarkıların 10 tanesinin bestesi kendisine aittir.

11 Şubat 2020 Salı

Müzik Aletleri Nasıl Ses Üretir?



Çoğu kişi samimiyet ile kabul eder ki, bir hava basınçlı asfalt, delme makinesinin verdiği ses ızdırab verici bir gürültüdür. Yine çoğu kişi kabul eder ki bir keman sürtülen bir yay bir müzik sesi oluşturmaktadır.
Bununla birlikte her ikisi de titreşimlerdir. Aralarındaki bir keman telinin titreşiminin düzgün aralıklarla meydana gelmesi, hava basınçlı delme makinesininkinin böyle olmamasıdır. İşte bir sesin müzik sesi mi yoksa sadece bir gürültü mü olduğuna bu ayrılık karar vermektedir.
Biri üzerinde düzgün aralıklı, diğerinde ise düzensiz aralıklarla delikler bulunan iki kurs olarak böyle olduğu kanıtlanabilir. Eğer her iki kurs döndürülürler ve her biri üzerine bir hava püskürmesi yönetilirse, üzerinde düzgün aralıklı delikler bulunan kurs, vızıldayan bir topaç gibi, bir müzik sesi ya da nota meydana getirecek, diğeri ise sadece bir gürültü yapacaktır.
Titreşim kaynağı ile temasta olan hava, örneğin keman teli ya da bir saksafonun kamışı gibi, ya da kamış tarafından alternatif olarak sıkıştırılmakta ve gevşetilmektedir. Bu da arkasındaki havayı aynı ölçüde titreştirir ve böylelikle basınç dalgaları yayılır.
İnsan zekası, bir notalar dizisi arasındaki bağıntının değerini ölçmek ve hatta bunlardan birinin kulağa uygunsuz gelmesi bakımından hafif bir perde hatasını dahi anlamak bakımından çok duyarlıdır.
Kulağa hoş gelen bağıntı takımları bir skala halinde düzenlenmiştir (do, re, mi, fa, sol, la, si, do). Bu notalardan her biri başka bir frekansa sahiptir ve aralarındaki bağıntı takımı ya da oranları bir diyatonik skala meydana getirir.
Diyatonik skala, piyanoda zorluklar çıkartmakta çünkü eğer örneğin C’de başlayan güzel bir skala vermek üzere akortlanırsa, D’den başlayan bir skala vermek üzere çalmaya çalıştığımız zaman ahenkli bir sonuç elde etmeyiz.
Her nota için doğru bir skala çalmak için oktav başına 70 kadar notamız bulunması gerekirdi, bu ise piyanoyu çalınması imkansız bir alet haline getirmektedir. Böylelikle birçok müzik aleti birçok harmonikleri, kendi fondamentali ile birlikte çalar. Her alet, başka bir harmonikler seçimi yapar ve bu yüzden başka bir ses kalitesine sahiptir.

9 Şubat 2020 Pazar

Türk Müziğinin Özellikleri


Türk kültürü, zenginliği ve tekinliği açısından geçmişten bugüne kadar gelen en önemli müzik kültürlerinden biridir.
Bu kültür Orta Asya’da doğmuş ve gelişimini yine bu coğrafyada sürdürmüştür. Buna bağlı olarak Orta Asya Türk kültürü, Türk sanatı ve Türk müziği için büyük önem taşımaktadır.
Tarihte bütün dünya Türklüğünün beşiği ve Türk medeniyetinin kaynağı, Orta Asya, özellikle Doğu Türkistan’dır.
Türk müziğinin tarih sahnesinde çıkışı Hunlardan önceki döneme rastlamaktadır. Bu dönemde müzik yapan kişiler, kam adı verilen din adamlarıdır.
Kamlar büyü ve sağaltım için müzikten faydalanmışlardır. Çalgılar ve insan sesi, korkulan doğaüstü güçlerden korunma, yaratıcıdan yardım dileme, başka insan ve hayvanların üzerinde etkili olabilme amacı ile kullanılmıştır.
Hun devleti öncesinde müziğin insan sesine dayalı olduğu düşünülmüştür. Kökü çok eskiye dayanan diğer müzikler gibi Türk müziği de başlarda ok az perdelidir. Zamanla perde sayısı artarak melodik yapının gelişmesi mümkün olmuştur.
Ezgisel motifin tekrarına dayanan müzik, ritmik açıdan kamın hareketlerine eşlik etmektedir. Bu dönemde davul ve def gibi vurmalı çalgılar sıkça kullanılmıştır. Ayrıca boru ve kopuzun ilk örnekleri de bu döneme rastlamaktadır.
Bu çalgılar çoğunlukla insan sesine eşlik amacı ile kullanılmıştır. Türklerin yaşadıkları bölgelerde MÖ 8. Yüzyılda dümbelek adı verilen vurmalı çalgılar, düdük ve arpın atası sayılan müzik aletleri kullanılmıştır.
Asya Hun Devleti döneminde, Hun arpına benzer çalgıların kullanılmış olması mümkündür. Ok, yay kültürüne sahip olan Türkler yayın şeklini temek alarak ilk arp biçimlerini ortaya çıkartmışlardır.
Bu dönemde gong ve ziller de bulunmuştur. Yine bu dönemde topraktan yapılmış bir heykelciğin elinde pipa benzeri bir sazın olduğu da görülmektedir. Hunlardan önceki dönemde heykelciliğin seviyesini gösteren bu eser Türk müzik kültürü için önemli bir yere sahiptir.

6 Şubat 2020 Perşembe

Müziğin Temel Öğeleri Nelerdir?


Müziğin temel öğeleri arasında ritim, melodi ve armoni yer almaktadır. Müzikte ritim ve melodi iki ana öğe olarak karşımıza çıkmaktadır.
Doğadaki her ses müzik değildir. Ancak ses ve ritim beraber kullanıldığı zaman müzik ortaya çıkmaktadır. İşitsel sanatlardan olan müzik, zamana dayalı bir sanat olduğundan müziğin var olduğu zaman dili sona erdiğinde sesler de yok olmaktadır.
Eski dönemlerde insanlar yaptıkları müzikleri hafızalarını kullanarak yeni ortamlarda çalmış, söylemiş ve hafızalarının yettiği kadar yeni nesillere aktarmışlardır.
Ancak melodiler her ne kadar akılda tutulmaya çalışılsa da her geçen gün hafızadaki müzik değişikliğe uğrayarak unutulmaya başlamıştır.
İnsanoğlu melodilerin farklı zaman dilimlerinde, hiç bozulmadan ilk hali ile çalınması için çareler aramaya başlamış ve müzik yazısını bulmuştur.
Müziğin doğuşunda insanlar ilk olarak doğa seslerini, kendi seslerini, denizin ve kuşların sesini küçük ezgiler oluşturmak için kullanmışlardır. Bu bakımdan müziğin doğuşunun insanın doğuşuna kadar uzandığı düşünülmektedir.
Eski dönemlerde ise insanlar anlamsız heceleri ezgi olarak icat edip, çalgı eşliğinde söyleyerek hastalığa ve düşmana karşı kullanmışlardır. Belli bir kültürde yaşayan insanların o kültüre ait bilgileri de bulunmaktadır.
Bunların yardımları ile kişiler nasıl bir davranış sergileyeceklerini iyi bilirler. Kültürün bir parçası olan müzikteki davranış ve yorumlar diğer alanlarda olduğu gibi yüzyıllar boyunca değişikliğe uğramış ve günümüze kadar gelmiştir.
Her toplumun farklı kültürel yapısı ve bu yapıya ait bir müzik kültürü bulunmaktadır. Müzik kültürlerinin birbirlerine karşı herhangi bir üstünlükleri ise bulunmamaktadır.

4 Şubat 2020 Salı

Yok Olma Tehdidi Yaşayan Türk Müzik Sanatı


Tarih boyunca sanatçı bir millet olarak tanınan Türklerin, özellikle mimari alanda yapılan eserleri bugün halen dimdik ayaktadır. Sanatçı olan Türk kavimlerinde müzik kültürünün de çok önemli bir yeri vardır. Öncü Türkler’den günümüze kadar bu kültür yaşatılmıştır. Günümüzde ise bu kültür batı etkisinde kalarak müthiş bir değişime uğramıştır.
Türklerdeki müzik kültürü özellikle Selçuklular zamanında yaygınlaşmış ve korunarak günümüze kadar gelmiştir. Ozanlık geleneğinin yerini artık “gönül adamı” kavramına bıraktığı bu dönemde şehir şehir hatta ülke ülke dolaşan dervişler hem deyişlerini söylemiş hem de bölgede bulunan Hıristiyan olan halkın İslam dinini seçmesinde çok büyük katkılar sağlamıştır.
Türk toplumunda müzik iki kola ayrılmaktadır. Bunlardan biri halk çevresinde gelişen, halk Müziğidir. Diğeri ise Klasik Türk Müziği olmuştur. Klasik Türk Müziği, kar, beste, semai, şarkı gibi türlere ayrılırken Anadolu’da yerini halk müziğine bırakmış ve türkü, bozlak, uzun hava, zeybek, oyun havası  türlerinden oluşmuştur.
Son 50 yıldır Halk Müziğinin korunması amacı ile araştırmalar yapılmıştır. Halk arasında ozanlar tarafından söylenen türkülerde, bozlaklar da halkı duyguları ifade edilmiştir. İstek ve talepler dile getirilmiş ve çeşitli duygular ifade edilmiştir.
Yunus Emre’lerden Aşık Veysel’lere uzana bir devrin içerisinde söylenen her türkü de bir şeyler ifade edilmeye çalışılmışsa da son 30 yılık dönem içerisinde müthiş bir Batı erozyonuna tabi tutulan Türk Müziği benliğini de yavaş yavaş kaybetmeye başlamıştır.
Yıllar boyunca halkı milli ve manevi duygularının yanı sıra istek ve görüşlerini yansıtan ve tamamen duygulu olarak kabul edilen Türk müziği günümüzde teknolojinin yaygınlaşması ile yerini farklı türlere bırakmıştır. Bu türler, pop, jaz, arabesk, fantezi, rock gibi türlerdir.

2 Şubat 2020 Pazar

Bir Müzik Ritüeli Olan: Plak


Her ne kadar moda akımı olarak düşünülse de plak dinlemek bir müzik ritüelidir. Plakların değerinin biliniyor olmasının da çok güçlü nedenleri bulunmaktadır. Kasetler, CD’ler MP3’ler ve dijital olarak müzik dünyasını bir zaman tüneline oturtabiliriz.
Bu sıralamada her yeni gelen bir öncekini geride bırakmıştır. Özellikle CD’ye olan güven çok fazlaydı. Kaseti de plakları da tarihe gömecekti. Kaset konusunda başarılı olmuş ama plaklara karşı hiçbir etkisi olmamıştır.
Hayatınızda hiç plak dinlemediyseniz mutlaka bunu tecrübe etmenizi tavsiye ederiz. Eğer etrafınızda dinlemeyen varsa, hemen ona da yardımcı olun ve kültür-sanat dünyasının hiç eskimeyen tek geleneği ile tanışmasını sağlayın.

Plaklar Nasıl Daha İyi Ses Verir?

Müzik, taşınabilir ve pratik olması için sürekli sıkıştırılan bir şey. Bir şarkı stüdyoda kaydedildiği zaman dinleme şansı yakalayanlar iyi bilmektedir. Asıl iş müziği metroya, otobüse, cebimize taşımaya gelince başlıyor.
Küçültüp küçültüp minicik hale gelen şarkıların ses kaliteleri için sürekli bir teknoloji gelişmekte ama hiçbiri plak kadar iyi ses vermemektedir. Plak stüdyodaki ses neye, onu getiriyor bize. Plağı pikaba yerleştirip, iğnesini de ayarladıktan sora, gerçek müziği tanımak için yerinizi alacaksınızdır.

Plak Alırken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Son çıkan plakları alırken sorun yaşamayacaksınızdır, ancak eski plak koleksiyonu yapmayı düşünüyorsanız ya da almak istiyorsanız “o” plak varsa dikkat etmeniz gerekenlerin başında çiziksiz ve parlak bir yüzeye sahip olması gelmektedir. Plak alışverişi yaparken işinize yaracak olan terimler ise şu şekildedir
  • SS: Orijinal ambalajı açılmamış plaklar
  • M: Ambalajı açılmış ama kullanılmamış
  • M-: Temiz kullanılmış
  • EX: Mükemmel, az kullanılmış
  • EX-: Plak ve kapakta kullanılmış belirtileri görülen
  • VG+: İyi durumda
  • VG: Plak ve kapakta kullanıldığına dair belirgin ve birden fazla belirti olanlar
  • G: Plak ve kapağı aşırı derecede kullanılmış olanlar
  • P: Kötü durumdaki, çizikleri derin ve fazla olanlar

30 Ocak 2020 Perşembe

Ney Çalgı Aleti Nasıl Kullanılır?


Ney üflemeli bir çalgıdır. Kaşgarlı Mahmut, Divan-ı Lügati't Türk adlı eserinde, askerler için ölüm, erdem ve acıları anlatan törenlerde kullanıldığı aktarılmıştır.
Sümer toplumunda MÖ 5000 yıllarından itibaren kullanıldığı sanılmaktadır. Bu çalgıya ait en eski bulgulardan biri ise MÖ 3000-2800 yıllarından kalan bugün Amerika'da Philadelphia Üniversitesi Müzesinde yer alan Ney'dir.
O dönemlerde Ney'in dinsel törenlerde kullanıldığı sanılmaktadır. Günümüz de ise Ney, Türk sazı olarak anılmakla birlikte tasavvuf müziğinin de bir simgesi haline gelmiştir.
Müzik aletleri için kullanılan çalmak yerinde Ney için üfleme tabiri kullanılması daha doğrudur. Burada üflemenin mecazi bir anlamı bulunur. İslam'da Allah'ın insanı yaratırken ruha üflemiş olmasından alınır.

Ney Yapımı

Bir çeşit budaklı kamıştan yapılan Ney, Türkçede Kargı denilen kamışın Latince İsmi Arundo Donax'tır. Türkiye'de Akdeniz, Ege ve Güneydoğu bölgelerinde yetişmektedir. Mısır Suriye ve Kuzey Kıbrıs'ta da Neylik kamış toplanır.
Çeşitli boylarda olan Ney, dokuz boğumdan oluşmaktadır. Eski dönemde Ney'e eklenmiş ve üflemeyi kolaylaştıran başpare; manda boynuzu, fildişi, şimşir gibi bazı sert ağaçlardan yapılmaktadır. Son zamanlarda yaygınlaşan delrin denilen bir cins ser plastikten de yapılmaktadır.

Ney Bakımı ve Koruması

Doğal ve hassas bir malzeme olan kamıştan yapıldığı için uzun ömürlülüğü ve verimliliği açısından bakımı ve korunması çok önemlidir. Ani sıcaklık değişimlerinden, çok soğuk ve çok sıcak ortamlardan korunmalıdır.
Ağız temizliğine de çok önem verilmelidir. Ney'in bir diğer düşmanı da nemdir. Ney'in bakımında önemli noktalardan biri de yağlanmasıdır.

28 Ocak 2020 Salı

Müzik Türleri Nelerdir?

En klasik deyiş ile müzik ruhun gıdasıdır. Hangi tarzda olursa olsun hepimiz günü biraz müzik dinlemeden kapatmayız. Peki neler dinliyoruz? Rock dinlediğimizi zannederken pop, blues dinlediğimizi zannederken klasik mi? Elbette birçok müzik türü mevcut ama temel müzik türleri arasındaki farklar için yazımıza göz atabilirsiniz.

1) Blues

Amerika ile özdeşleşen aslında 400 yıl öncesine dayanan müzik türüdür. İngilizcede Blue hüzünlü anlamına gelir. Amerika'ya getirilen siyahi halkın özgürlük mücadelelerinin bir parçası olmuştur.

2) Klasik Müzik

Klasik Batı Müziği olarak da anılır. Batı Avrupa kökenlidir. İlk besteler Rönesans zamanında  Romen Diyojen'in katkılarıyla ortaya çıkmıştır. Çalgıları yaylı çalgılar, üflemeli çalgılar ve vurmalı çalgılardır.

3) Halk Müzikleri

Halk müzikleri çıktıkları coğrafyanın yerel tınılarını ve sözlerini kullanan şarkılardır.

4) Elektronik Müzik

Diğer müzik türlerine benzeyen bu türün farkı enstrümanlar elektro mekanik enstrümanlar ve elektronik aletlerdir. Oldukça genelleyici bir tür alan elektro müziğin birçok alt türü vardır.

5) Hip-Hop

Amerika'da 70'lerin sonunda ortaya çıkan ve zorluklar içinde yaşayan siyahilerin kendini ifade etme  biçimi haline geliyor. Onlar için Hip-Hop bir yaşam tarzıdır.

6) Caz

Amerika'nın güney eyaletlerinde 1900'ların başlarında itibaren başlar. Kökeni siyahilere dayanır. Saksofon gibi üflemeli çalgılarla özdeşleşmiştir. Rap gibi doğaçlama ve atışma yönü vardır.

7) Pop

Pop müzik popüler şarkıları ifade eder. 1940'lardan beri kullanılır bu terim. Genelde çok kolay tüketilebilen hafif parçalardır.

8) Rock

Popüler müziğin alt türlerinden biri sayılan rock müzik, elektro gitar, bas gitar, bateri ve klavye ağırlıklıdır. Rock müziği popüler müzikte ayrıca özelliği de budur. 1950'lerde Amerika'da  rock'n'roll olarak ortaya çıkmıştır.

9) Çocuk Müzikleri

Sözleri ve melodileri çocuklara hitap eden şarkılardır.

10) Dini Müzik Türleri

Tam olarak müzik türleri arasına dahil edilmez. İlahile, Kilise şarkıları gibi belli bir inanışı temsil eden parçalardır.

11) Enstrümantal Müzik

Sahnelerde çalan film müzikleri bu katagoride yer alır.

26 Ocak 2020 Pazar

House Müzik Türü Nasıl Yapılır?


House müziği insanlara tanıtan kişiler olan DJ’ler bu müziği yapan sanatçılardır. House müziğin temel taşları DJ’in zihninde oluşmaktadır. İşte house müzik yapmanın yolu;
Breakbeat, davullar ve duygu dolu, vokaller ve bunlara benzer belli müzik öğelerini birleştirin. House müzik, şarkı boyunca türlü öğelerin üzerinde eklenen aksak “senkoplu” ritimlerden oluşmaktadır.
Beat, temeldir, davullar, breakbeat’lerin aksak ritimlerini dengelemektedir. Davullar bazen şarkının kısımları arasında geçiş de sağlayabilmektedir.
House müzik bilgisayar teknolojisinin bir ürünüdür. Vokal üstünde oynamak için türlü sesler kullanmak, veya vokale geleceğe ait bir hava vermek için bir efekt kullanmak, house parçaları için oldukça önemli bir noktadır.
Çoğunlukla yaratıcılık katmak adına değiştirilen ses var olan sele birleştirilmektedir. House müziğin bekçileri DJ’lerdir. Popler house albümleri yapabilmek için miksaj büyük önem taşır.
Kimi DJ’ler vinil plakların miksajı için klasik turntable’ları kullanırken, kimileri miksaj yazılımları ile bilgisayar mixing yapmayı tercih etmektedir.
Keşiflerinizi diğer DJ’lerle paylaşabilirsiniz. Bağımsız müzik mağazalarından ender rastlanan plakların bulunmasına “crate digging” denmektedir.
DJ’ler bunu, house çalışmalarına katabilecekleri benzersiz sesler ve tınılar bulmak için yapmaktadır. DJ’lerin camiasına girin ve bu ender rastlanan müzikleri nerelerden bulabileceğinizi öğrenin.
Klavye ve bateri programlaması alıştırmaları yapın. House müzikte genel olarak şarkının orijinali alınıp üstüne bateri ve klavye parçaları eklemektedir. Bunu yapabilmesi ise sanatçının becerilerine bağlıdır.

22 Ocak 2020 Çarşamba

Piyano Notalarının Özellikleri Nelerdir?


Müzik kompozisyonlarını yazmak için kullanılan ve sembolik bir dil olan notalar piyano eğitiminde önemli bir yere sahiptir. Notaları doğru okumak piyano çalma tekniklerini geliştirebilmenin yanı sıra geniş bir repertuara sahip olmak için de gereklidir.
Gerekli kuralların uygulanması ve düzenli çalışmaların yapılmış olması ile kısa zaman içinde öğrenilmesi mümkündür. Piyano notaları beş satır ve satır aralarında yer bulan dört boşluktan oluşan müzikal dizeler üstünde düzenlenir.
Portre adı verilen bu dizeler üstündeki her satır ve boşluk bir notaya ve piyano klavyesine karşılık gelmektedir. Sol anahtarı ile başlayan notalar sağ el  ile çalınacak olan notaları gösterir. Sol anahtarı ile yazılan notalarda en alt çizgiden en üst çizgi üstünde E, G, B, E, F ile satır aralarında F, A, C, E notaları yer almaktadır.
Yarım sesler nota yazımı üstünde diyez ve bemol olarak gösterilirken piyanoda siyah tuşlarla belirtilmektedir. Piyano, trombon, bas gitar gibi müzik aletlerinde notalar iki portre üstünde düzenlenmektedir.
Birinci portre sol anahtarı ile yazılırken ikinci portre bas nota anahtarı olarak bilinen Fa anahtarı ile yazılmaktadır. Sol el ile çalınacak bas notaları gösteren Fa anahtarında notalar en alt çizgiden en üst çizgiye G, B, D, F, A ile en alt satır aralığından en üst satır aralığına A, C, E, G biçiminde sıralanmaktadır.

Piyano Notaları Neden Önemlidir?

Bu noktada piyano çalan kişiler başlangıç olarak notaları bir grup olarak tanır ve zaman geçtikçe notaları teker teker tanımaya başlar. Piyano çalan kişilerin notaların aralıkları ile piyano tuşlarının aralıklarının bire bir benzer aralıklara sahip olduğunu algılaması açısından fazlası ile önemlidir.
Bir eseri piyano ile yorumlarken kullanılan teknik, o eserin yapısını bilmek ve yorumlamak ile ilgilidir. Genel açıdan bakacak olursak piyano çalan kişi notalara bakarak müziği algılamakta ve parmaklarını algıladığı yönde kullanarak müziği ortaya koymaktadır. Kısacası görsel olarak algıladığını işitsel olarak yorumlamaktadır.

19 Ocak 2020 Pazar

Gayda Nasıl Bir Çalgıdır?


Milattan önce 1000’li yıllardan beri kullanılmış olduğu bilinen gayda tuluma tutturulmuş dört düdük ve üstünde altı delik bulunan soluk tüpten oluşan bir enstrümandır. Avrupa’ya milattan sonraki ilk yüzyılda Romalılar tarafından getirildiği ve orduda kullanıldığı düşünülür.
15. yüzyıldan başlayarak İngiltere yarımadasında çok sevilen enstrüman İskoçların, Trakyalıların, Bulgarların ve Makedonların kullanmış olduğu gayda düğünlerde, resmi geçit törenlerinde, milli bayramlarda sürekli kullanıldığından “İskoçların milli çalgısı” olarak bilinmektedir.
Bu çalgının müziğinin türlü çeşitleri bulunmaktadır. Küçük müzik, yani bandolar tarafından çalınan dans ezgileri “ceol beag” olarak adlandırılmaktadır. Geleneksel İskoç hayatı ve tarihinin mirası olan türe ise “ceol mor” denmektedir.
Dünyanın her yerinde gayda kullanımı azalırken İskoçya’da halen varlığını sürdürmesi, coşkuyla çalınıyor olması geleneksel İskoç hayatına olan saygılarına bağlıdır.
1800’lü yıllarda gaydanın not dizisinin 8’li nota dizisine münasip olmadığı ve tekrar tasarlanması gerektiği tartışılıyor olda da “ceol mor” varlığını sürdürmeye devam etmektedir. İskoçya’nın Highland adı ile anılan bölümünde gayda çalan kişiler kültürlerini halen korumaktadır.
Gayda çalan kişi gaydadan çıkan sesin desibelini ayarlayamaz ve tek seferde sadece tek bir notaya basabilir. Benzersiz bir nota dizisine sahip olduğundan parça çalınmaya başladıktan sonra bitene kadar kesilmez.
Çalınması göründüğü kadar kolay bir enstrüman olmayan Gayda çalabilmek için sağlam bir diyaframa ve dengeli kola ihtiyaç duyulur. Gaydayı doğru çalabilmek için dik bir pozisyonda çalmak gereklidir.
Dünyada kadınlar tarafından da erkekler tarafından da kullanılan enstrüman Türkiye’de daha fazla Karadenizli erkekler tarafından çalınmaktadır. Genel olarak tulum çalabilen çalgıcıların gayda gibi enstrümanları da çalabildiği görülmektedir.

15 Ocak 2020 Çarşamba

Çok Sesli Türk Müziği Nedir?


Çok sesli müzik, değişik tonlardan sesleri, kulağa güzel gelecek şekilde bir araya getirilerek oluşturulmaktadır. İsminden de anlaşılacağı gibi, bu müzik türünde birden çok ses kullanılır. Kimi zaman Polifonik Müzik, adı ile de karşımıza çıkmaktadır.
Çok sesli müzik yapılırken özellikle flüt, keman, çello, kontrbas, obua, tef, trampet gibi müzik aletleri kullanılmaktadır. 1936 yılında Ankara Devlet Konservatuvarı kurulmuştur. Ankara Devlet Konservatuvarı, Klasik Türk Toplum Müziğinin çok sesli müzik ile harmanlanarak çok sesli Türk müziğinin temellerinin sağlamlaşmasında önemli rol oynamıştır.
Yurt dışına gönderilen öğrenciler ise türlü müzik akımları ile tanışmış ve bu akımların etkisinde kalmış olsalar da Türkiye’ye döndüklerinde çok sesli müzik ile ilgili türlü eserler oluşturmuşlardır.
Dünya içerisinde çok sesli müziği 19. Yüzyılda belli bir biçimde görülmeye başlanmıştır. Çok sesli müziğin ülkemize girişini kimi zaman Osmanlı Devletinin son dönemine dayandıranlar olmakla birlikte, tam anlamı ile Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde oluşmuştur.
Cumhuriyetin ilk dönemlerinde uluslararası müzik araçları ve müzik tekniklerinin kullanıldığı Batı Müziğine yönelerek ve çağdaş müzik ile Klasik Türk Toplumu Müziği esas alınmak üzere çok sesli Türk müziğinin temelleri atılmıştır.
İlk başlarda Türk toplum müziğinin tarihçesi ve gelişimi üstüne araştırmalar yapılmış , ek olarak çok sesli müzik üstüne türlü yazılar yazılarak yayınlar çıkartılıp halkın çok sesli müziği tanıması sağlanmıştır.
Çok sesli müziğin yurt dışındaki temsilcileri olan Joseph Marx, Paul Hindermith, Carl Ebert ve Bela Bertok gibi ünlü isimler ülkemize davet edilmiş, bunun dışında öğrenciler yurtdışına gönderilerek çok sesli müziği öğrenmeleri özendirilmiştir.

12 Ocak 2020 Pazar

Cümbüş Nasıl Bir Çalgı Aletidir?


Cumhuriyetin ilk yıllarında önemli sanatçılardan Zeynel Abidin tarafından bulunan cümbüş bir saz çeşididir. Sanatçı bulduğu bu yeni çalgıyı 1930 yılında ilk olarak Cumhurbaşkanı’na tanıtmıştır.
Ses oldukça gür olan çalgı herkes tarafından beğenilmiş ve eğlence anlamına gelen cümbüş ismi Atatürk tarafından verilmiştir. Cümbüş bir başka telli çalgı olan ud ile benzerlik göstermektedir.
Bunun yanı sıra Amerikan banjosu ile de benzerlik gösterdiği söylenen cümbüşün sesi bir hayli gür çıkmaktadır. Özel olarak icat edilen cümbüş ilk yıllarda elektronik aletler ve mikrofon olmadığından bu özelliği dikkat çekmiştir.
Bunun peşi sıra, toptan Türk çalgısı olması da o yıllarda yerli mallara ve üretime olan eğilimden dolayı son derece dikkat çekici olmuştur. Bu özelliği sebebi ile telleri değiştirilerek gitar, mandolin gibi türlü telli enstrümanlar elde edilmektedir.
Çağımızda ise oldukça değişik çeşitlerde cümbüşler üretilmektedir. Normal standart cümbüş, çelikten ortaya çıkar ve 12 adet tele sahiptir. Bu teller 2’şer 2’şer olmak üzere toplam 6 tanedir. Genel olarak perdesizdir.
Gövdesi yuvarlak şekilde olan cümbüşün isteğe göre gövdesi metal ya da ahşap olabilir. Metal kasa tercih edildiğinde daha gür ve akustik bir ses çıkmaktadır. 10 değişik tür cümbüş bulunur. Bunlardan bazıları ise cümbüş, tambur cümbüş ve mandolin cümbüş olarak sıralanabilir.
Yay ile çalınan cümbüşe yaylı cümbüş denmektedir. Yaylı cümbüş, çalınma hali itibari ile çelloyu andırmaktadır. Hava değişimlerinden hızlı etkilenen cümbüşün akort bozulması sıklıkla ortaya çıkmaktadır.
Ud ile taşıdığı benzerlikten dolayı, ud yerine orkestra içerisinde sıklıkla çalınmaktadır. Türkiye’de en çok tercih edildiği yöreler ise Şanlıurfa, Elazığ ve Kerkük olarak sıralanabilir.

9 Ocak 2020 Perşembe

Düğün Müzikleri Nasıl Seçilmelidir?


Düğünler kimilerinin hayatında bulunan sayılı özel günlerden, iki hayatı tek bir hayat yapma yolundaki hayati adımlardan biridir. Bu sayılı anların bir daha yaşanmayacağı düşünüldüğünden her bir ayrıntı özenle seçilmelidir.
Düğünlerin en etkili unsurlarından biride müziktir. Davetlilerin yerleşmesinden, çiftlerin salona girişine kadar her bir müzik, düğünün gidişatını ve davetlilerin düğüne olan ilgisini belirleyecek niteliktedir.
Müziğin gücü bilimsel olarak da kanıtlanmıştır. Dolayısıyla akıldan çıkmayacak kalıcı ve her hatırlandığında güzel duygular bırakacak bir düğün sizin için özel olan, sizde bir şeyler uyandıran müzikleri tercih etmelisiniz.
Bilmeniz gereken şudur ki, hangi şarkıyla dans ettiğiniz düğünün çok önemli kısmıdır. Çünkü dans ettiğiniz şarkıyı hayatınız boyunca unutmayacaksınızdır.

Doğru Düğün Müziği Tercihi Nasıl Yapılmalıdır?

Kendi düğününüzün repertuvarını belirlemek sizin elinizdedir. Tersi olduğunda orkestraya ve mekan yetkililerine bırakılan müzik tercihinin sonucu hüsran olabilir.
Sıradan düğünleri bir kenara bırakarak düğününüze bir konsept seçerek onu özel hale getirebilirsiniz. Seçilen konsept dahilinde bir mekan tasarımı olacağı gibi, müzikleriniz de konsept dahilinde seçilecek ve müzik mekanla birleştiğinde ortaya şahane bir görünüm çıkacaktır.
Klasik müzik, sanat müzikleri, gibi konseptleri seçerek düğününüze sanatsal bir boyut kazandırabilirsiniz. Konsept sistemin hakkında detaylı bilgiyi organizasyon şirketlerinden edinebilirsiniz.
Çalınacak olan müziklerin de dikkatli seçilmesi gerekli olan unsurlardan biridir. Her düğünde benzer müziği çalıp benzer cümleleri söyleyen orkestralara, mekan yetkililerine boyun eğmemelisiniz. Kendi müziklerinizi çalabilme şansını elde etmelisiniz. Unutmayın ki bu sizin düğününüz!
Hit şarkılar tercih edilebilir. Bu şarkılar ortama daima bir canlılık katacaktır. Şarkıları herkes bildiğinden dolayı davetlilerin neşelenerek düğüne adapte olmaları kolaylaşacaktır.
Her şeyden önce düğün için mekan seçerken, ses sistemi, orkestra gibi etkenleri aranılan niteliklerin başına yazın. Mekanın ses sistemini deneyerek kontrol ettirin.

6 Ocak 2020 Pazartesi

Org Çalma Teknikleri


Temelde piyano ile benzer özelliklere sahip olan org, teknolojik anlamda piyanodan ayrılmasa da kullanım olarak neredeyse benzer işlevleri görmektedir. Piyano her ne kadar ağırlıklı olarak klasik müzik icra ederken kullanılsa da, org içerisinde barındırdığı teknoloji hesabi ile çok değişik ton kullanarak, birçok müzik türünü çalmanıza imkan tanır.
Kısaca org çalabilmek için bahsedilen pratiklerin ve metotların düzenli halde yapılmış olması ve bu enstrümana zaman ayrılması şarttır. Org çalmak için ilk olarak temel bir nota bilgisine sahip olmak gereklidir.
Nota ve değerlerini anlayarak deşifre yapma yeteneğinizi geliştirecek metotlar seçilmeli ve parçayı analiz etme yönündeki egzersizlere ağırlık verilmelidir.
Çoğunlukla metotların temelini parmak egzersizleri oluşturmaktadır. Orada amaçlanan temel nokta, parmak işaretleri ile orgun tuşları yani başka bir deyişle notalar üzerinde alışkanlık kazanmaktır. Sürekli bir biçimde stabil yapma alışkanlığına erişmeniz, kısa bir zaman içinde size çalacağınız parçayı analiz etme ve geliştirme konusunda beceri kazandıracaktır.
Tüm bunlara ek olarak ayrı ve birleşik eller çalışmaları ile müzikal duyarlılığınızı arttırmış olacaksınız. Tüm bunları yaparken uygulayacağınız bu temel metotlar sizi en doğru bir biçimde sonuca ulaştıracaktır.
Bazı metot çalışmalarını ise, ilk parmağı bırakmadan bir pozisyonun dışında yalnızca tek bir hareketle sesleri birleştirmeyi başardığınız zaman gerçekleşmiş olacaktır. Bu süreçteki çok önemli diğer bir bölüm de, parmakların bir sıra için bütünlüğünün sağlanması kuralıdır.

2 Ocak 2020 Perşembe

Türk Halk Müziğinde Kullanılan Çalgılar


Türk kültürünün değerli hazinelerinden biri de Türk müziğidir. Yerel kültürel zenginliklerden beslene Türk Halk Müziği, Türk Sanat Müziği veya Anadolu Rock gibi daha güncel müzik formlarında kullanılan çalgılar diğer ülke enstrümanlarından farklıdır.
Bu yazımızda sizlere Türk müziği ile özdeşleşmiş olan bazı çalgıları bir araya getirdik. Bu harika çalgıları öğrenmek için yazımızı okumaya devam edebilirsiniz.

Bağlama

En karakteristik Türk müziği çalgılarından olan bağlama, saz veya kopuz olarak da adlandırılmaktadır. Aşıklık geleneğinin önemli bir parçası olan bağlama parmaklar veya mızrak ile çalınabilmektedir.7 telli olan bağlama, telli tezeneli çalgılar grubuna girmektedir.

Kabak Kemane

Kökleri Orta Asya’ya dayanan kabak kemane Türk müziğinde kullanılan tek telli, yaylı ve deri kapaklı saz olma özelliğini taşımaktadır. Batı Anadolu’da sıklıkla kullanılan bu çalgı, Hatay’da “hegit”, Güney Doğu Anadolu’da ise “rubaba” olarak bilinmektedir.

Karadeniz Kemençeşi

Bilinen en eski yaylı enstrümanlardan biri olan rebaptan evrildiği düşünülen Karadeniz Kemençesi üç telli, yaylı bir çalgıdır. Karadeniz müziğinin sembolik çalgısını Batı müziğinde de kullanılan klasik kemençe ile karıştırılmamalıdır.

Zurna

Yüksek sesi ile bilinen nefesli bir çalgı olan zurna, ceviz, erik, söğüt veya dut ağacından yapılır ve yüksek sesinden dolayı genellikle davulla birlikte çalınır. Üç bin yıllık bir geçmişi olduğu düşünülen zurna, ülkenin neredeyse her bölgesinin müziğinde kullanılmaktadır.

Davul

En basit vurmalı çalgılardan olan davul, deri gerilmiş iki kasnaktan oluşmaktadır. Tokmak ile çalınan davul, Türk müziğinde önemli bir yere sahiptir. Bandoların da ayrılmaz bir parçası olan davulun daha büyük bir formu olan kös ise Mehter’de kullanılmaktadır.

Def

Def yuvarlak bir kasnağa deri gerilmesi ile yapılmış, elle vurularak çalınan bir çalgıdır. Tarihi oldukça eskiye dayanan def, Mezopotamya’da yapılan arkeolojik kazılarda da karşımıza çıkmaktadır. Anadolu’nun bazı yerlerinde “daire”, Trakya’da ise “dare” olarak bilinen çalgı düğünlerin değişmez çalgılarından biridir.

Yaylı Tambur

Yayla çalınan bir tambur türü olan yaylı tambur, Tanburi Cemil Bey tarafından icat edilmiştir. Türkiye’nin en değerli müzisyenlerinden biri olan Cemil Bey, müziğine pes bir ses katmak istediğinden tamburunun tellerini yükselterek enstrümanı kemençe yayı ile çalar, böylelikle yaylı tamburu müzik dünyasına kazandırır.

Ud

İnsanlık tarihinin en eski çalgılarından biri olan udun akort sistemini Farabi’nin geliştirdiği düşünülür. 20. Yüzyılda Türk müziğinin vazgeçilmez enstrümanlarından biri olan ud ile kanunun uyumu dinleyenleri büyülemektedir.

Darbuka

Orta Doğu ve Balkanlar’da kullanılan vurmalı bir çalgıdır. Darbuka, düm ve tek olmak üzere sadece iki ses vermekte ve elle çalınmaktadır. Özellikle nişan, düğün ve sünnet kutlamalarında kullanılan bir çalgıdır.

Delbek

Orta Asya’dan göçen Yörükler ile topraklarımıza gelen bir çalgı olan delbek, defe benzemekte ve en çok Fethiye civarında kullanılmaktadır. Delbek, kadınlar tarafından çalınır ve genellikle kına geceleri ile asker uğurlamalarında kullanılır.